İstanbul’da yıldızlar altında bir sinema perdesi ne zaman açılırsa, yaz da o zaman başlar. Geceleri hafifçe esen rüzgar, gökyüzünde dans eden yıldızlar, bir yanda kahkahalar bir yanda fonda ince ince süzülen bir müzik... Yaz akşamları, gündüzün koşturmacasını unutturan büyülü anlar saklar içinde. Hele ki bu anlar, sinema perdesinin karşısında geçiyorsa… İşte İstanbul’un bu yaz ruhunu …
Yaz Akşamlarını Değerlendirebileceğiniz 10 Keyifli Açık Hava Sineması

İstanbul’da yıldızlar altında bir sinema perdesi ne zaman açılırsa, yaz da o zaman başlar.
Geceleri hafifçe esen rüzgar, gökyüzünde dans eden yıldızlar, bir yanda kahkahalar bir yanda fonda ince ince süzülen bir müzik… Yaz akşamları, gündüzün koşturmacasını unutturan büyülü anlar saklar içinde. Hele ki bu anlar, sinema perdesinin karşısında geçiyorsa… İşte İstanbul’un bu yaz ruhunu en iyi anlatan açık hava sinemaları, sadece birer etkinlik değil; hikayenin ta kendisi.
Film Gibi Akşamlar: CVK Park Bosphorus Hotel

İstanbul’un kalbinde, göğe biraz daha yakın bir noktada sinema perdesi kuruluyor. Ama bu sıradan bir gösterim değil; CVK Park Bosphorus Hotel’in “Film Gibi Akşamlar” serisi, bir geceyi tüm yönleriyle yeniden yazıyor.
Her salı akşamı, şehrin keşmekeşinden uzaklaşmak isteyenleri teras katında karşılayan etkinlik, lounge müzikle başlıyor. Ardından gelen sinema yarışması hem kahkaha hem merak dolu dakikalar vadediyor. Saatler 20.40’ı gösterdiğinde kısa bir analiz oturumu başlıyor: “Bir Film Nasıl İzlenir?” Sinemaya uzaktan bakmayan, onunla iç içe olmak isteyen herkes için biçilmiş kaftan.
Saat tam 21.00’de, Boğaz ışıklarıyla yarışan sinema perdesi açılıyor. Ve gecenin yıldızı yalnızca film değil; Alaska Frigo sürprizleriyle çocukluğa dönülen anlar, patlamış mısırın eşlik ettiği samimi sohbetler ve o benzersiz İstanbul silueti. CVK, sinemayı izlemek değil, yaşamaktır diyor adeta.
Bilet için Passso‘yu ziyaret etmeyi unutmayın!
Yıldızların Altında İstanbul: Feriye

Ortaköy sahilinde yer alan tarihi Feriye, bu yazı yine sanatla taçlandırıyor. 26 Temmuz’dan ekim ayına kadar sürecek Açık Hava Sinema Günleri, sinemaya sadece perde değil, bir ruh da ekliyor.
Michelin Guide ve Gault & Millau gibi prestijli rehberlerde yer alan gastronomik zenginlik, bu sinema akşamlarının sadece göze değil damağa da hitap etmesini sağlıyor. Yiyecekli VIP sepetler, üç farklı bilet kategorisi ve profesyonel bir organizasyon… Tüm bunların arasında yıldızlar altında “La Dolce Vita” izlerken kadehini kaldıranlar için Feriye, yazın en şık sinema adresine dönüşüyor.
Bilet için Biletinial‘ı ziyaret etmeyi unutmayın!
Herb Garden’da Sinema Büyüsü: The Peninsula Istanbul

Galataport’un zarafetiyle taçlanan The Peninsula Istanbul, bu yaz şehri başka bir boyuta taşıyor. Herb Garden isimli teras bahçesi, yemyeşil bir atmosferde açık hava sineması konseptiyle buluşuyor.
Her Perşembe saat 21.00’de başlayan film gösterimleri, yalnızca birkaç seçilmiş kişiyi ağırlıyor. Çünkü katılım rezervasyonla ve belirli bir minimum harcama bedeliyle sınırlı. Ama bu sınır, içeride yaşanan deneyimi daha da özel kılıyor. Renkli kokteyller, şık atıştırmalıklar, İstanbul silüeti ve özenle seçilmiş filmler… Peninsula, yaz akşamlarını bir sanat eserine çeviriyor.
Popcorn Kokusu Var! Swissôtel The Bosphorus

Bir yaz gecesi hayal et: Boğaz’a karşı kurulmuş bir perde, arkada hafif bir esinti, elinde mısır ve filmin başlama anı… Swissôtel, bu hayali gerçeğe dönüştürüyor.
Her pazartesi gerçekleşen “Açık Havada Popcorn Kokusu Var” etkinliği, Maximiles Black ve Barilla sponsorluğunda sinema keyfini yeniden yorumluyor. Klasik filmlerden günümüzün ses getiren yapımlarına kadar uzanan seçki, haftanın ilk gününe enerji katmak isteyenler için birebir. İsmini mısır kokusundan alması boşuna değil; burası her anlamda nostaljik bir hatıra kutusu gibi.
Şehrin Ortasında: Bomontiada

Bomontiada’nın avlusunda film izlemek, bir şehir masalına karışmak gibi. TV+ ile gerçekleşen açık hava sinema gösterimleri, bu yaz da salı akşamlarına anlam katıyor.
1 Temmuz – 26 Ağustos arasında toplam sekiz film gösterilecek. “Maria”, “Wonder”, “The Garfield Movie” gibi filmlerle çocuk da büyük de kendine yer bulacak. Ama buradaki büyü, sadece ekrandaki hikâyede değil. Arka fondaki eski fabrika tuğlaları, yaz gecesinin sesleri ve eline kahveni alıp bir banka oturuvermek… Bomontiada, İstanbul’un kalbinde ama koşuşturmanın çok dışında bir yerde nefes aldırıyor.
Sinema + 45’lik Parti + Biraz Aşk= Zorlu PSM Amfi

Şehrin ortasında, kültürün kalbinde açık hava sineması yapmak ancak Zorlu PSM gibi bir yerin harcı. Amfi’de gerçekleşen yaz programı, her haftayı tematik olarak bölüyor:
- Pazartesi: Fransız filmleri
- Salı: Yeşilçam nostaljisi ardından 45’lik partiler
- Çarşamba: Romantik geceler
- Pazar: Süper kahramanlara ayrılmış!
Yani Zorlu PSM, yalnızca film değil, ritim de vaat ediyor. Bir gece önce izlediğin “Amélie” sonrası Salı günü “Ah Müjgan Ah” diyorsun, hemen ardından müzikle geçmişe ışınlanıyorsun. Bu deneyim tam bir kültür kokteyli gibi: bol malzemeli, keyifli ve hatırlanası.
Nostaljiyle Işıl Işıl: Akasya Retro Lunapark

Bir yanın lunapark, bir yanın sinema… Yani içindeki çocukla yetişkin yanın kol kola. 23 Ağustos – 10 Eylül arasında salı, perşembe ve cumartesi geceleri saat 21:30’da başlıyor gösterimler.
Retro Lunapark’ın ışıkları altında “Görevimiz Tatil” ya da “Cesaretin Var mı Aşka?” izlerken, geçmiş yazların neşesini bugüne taşıyorsun. Renkli ampuller, dondurma sesi, yan masada kahkahalar… Burada her şey sinemaya dair ama bir o kadar da hayata dair.
Aura Garden’da Sessiz Işıklar: Conrad Istanbul Bosphorus

Boğaz’a nazır, yemyeşil bir bahçede, gürültüden uzak, huzurlu bir sinema gecesi… Conrad’ın Aura Garden’ı tam olarak bu hissi yaşatıyor.
21 Eylül’e dek süren programda hem popüler filmler hem de kült yapımlar var. “Bohemian Rhapsody”, “La La Land”, “Amelie”, “Dr. Strange” ve “Barbie” gibi seçeneklerle her ruh hâline uygun bir film mutlaka denk geliyor.
Şehrin merkezinde ama şehirden kopuk… Buraya geldiğinde cep telefonunu unutuyorsun, zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsun. Çünkü bazı geceler sadece izlenmez, hissedilir.
Boğazın Üzerinde Bir Perde: The Roof at The Ritz-Carlton

Ağustos boyunca her salı akşamı 20:00’de başlayan bu özel etkinlik, lüksün sadelikle buluştuğu nadir örneklerden biri. Patlamış mısır ikramı, şık sunumlar, minimal bir atmosfer…
The Ritz’in çatısından İstanbul’a bakarken, sadece filme değil şehre de yeniden âşık oluyorsun. Bu deneyim sakin, zarif ve rafine bir yaz gecesi arayanlar için biçilmiş kaftan.
Şehirde Kalıp Ruhu Kaçırmayanlara: Hillside City Club

Tatil yapacak fırsat bulamayanlar için şehirde yaz yaşanmaz sanmayın! Hillside City Club, eylül sonuna kadar devam eden özel film seçkisiyle, kültür-sanatla iç içe, ferah bir sosyal alan sunuyor.
Gösterimler spor sonrası yorgunluğa birebir, hatta yoga gibi: zihni boşaltıyor, duyguları tazeliyor. Kimi zaman bir dramla için burkuluyor, kimi zaman bir komediyle kahkahalara boğuluyorsun. Her halükârda: sinemayla iyi geliyorsun kendine.
Yaz geceleri güzeldir. Ama o güzellik bazen bir kadrajda, bazen eski bir Yeşilçam repliğinde, bazen bir bardak mısırın buğusunda saklıdır. Bu yaz, bir kez olsun “yarın işe gideceğim” demeden kendini bir açık hava sinemasına bırak. Tek başına ya da yanında bir dostla, film kadar gerçek anılar biriktir. Çünkü bazı yazlar, sadece yaz değildir… bazı yazlar, film gibidir!
Sinemaya gidecek modum yok, sadece pijama, terlik ve televizyon diyorsanız “Efsane Diziniz Bitti mi? O Boşluğu Dolduracak 10 Yeni Başyapıt” içeriğimize göz atmayı unutmayın!